Uzun süredir heyecanla beklediğimiz Kuşadası gezimiz Cuma akşamı başladı.
Çeşme de 1,5 yıl birlikte çalıştığımız canım dostlarım Fatih ve Begümle harika bir buluşma ayarlamıştk.. Hepimiz Çeşme’den taşınalı 6 yıl olmuştu, Biz Cenkle evlendik, Begüm ve Cem zaten evliydi ama İzmir’e yerleştiler, Fatihse geçtiğimiz Kasım ayında memleketi olan Kuşadasından, kendisi gibi tur rehberi olan dünyalar tatlısı İlknurla evlenmişti.. Düğünlerine gidememiştik ama baharda evlerini ziyarete gideceğimiz için söz verdiğimizde içlerinden “he hee kesin gelirsiniz ,hep öyle derler “diye düşünmüş olsalar bile ( kesin düşünmüşsünüzdüüür 😉 ) bahar geldiğinde bizim biletler çoktan hazırdı bile:)
En son 2 yıl önce bir araya geldiğimizde Begümcüm çıtı pıtı 36 beden haliyle “ahhh Ebrashca’cım yaa ben çocuk istemiyorum , bu saatten sonra çocuk mu sevcem bi de bırak allah aşkına ” derken bir de sigarasını tüttürüyordu havalı havalı 🙂 Aynı sırada Cem Begüme dik dik bakmış ve gözlerini bayıltarak çevirmişti..
Cumartesi sabahı Gökkaya ailesi (Begüm & Cem ) bizi İzmir’de karşılamaya geldiğinde , benim biricik arkadaşım arabadan hop diye indi , ve belinin oyuğuna oturttuğu 11 aylık kızıyla hoplaya zıplaya “işte biz çocuklu aileler biraz bekletebiliyoruz böyle , e çocukla sabah toparlanmak zor oluyor ” dedi:)
(Ahhh anaçlığıma bak sen ,eller yine eğreti 😉 Bebecik beni bişeye benzetti ama çıkaramadı 🙂
Artık onları aile olmuş şekilde görmek çok keyifliydi, tabii 10 dakika süren bu mutlu aile tablosu , minik bebeği babaannesine bırakmamız ve İzmir-Kuşadası yoluna çıkmamızla bitmiş ,bütün hanımlıklar gitmiş, eskisinden daha da deli olmuş şekilde yollara düşmüştük..Fatih’in eşi İlknur’u sadece bizim düğünümüzde 6-7 dk. görmüştük ,hepimizin aklında kalan tek şey “çok hanım hanımcık sessiz sakin bir kız ” dı.. Hatta yolda Begümle ” Kızım yaa çok fazla kendimiz gibi olmayalım ,biz de hanım hanım olalım , kızcağız korkmasın bizden , ayıp olmasın ” diye konuşuyoruz..
İlknur bizi karşıladı, kaynaşmamız 3 dakikayı bile almadı ve 8. dakikada hepimiz hayran bir şekilde kendisine bakıyorduk 🙂 Nasıl içten , nasıl bıcır bıcır ..Hazırlıklar bir hafta öncesinden yapılmış, gece yarıları tiramisular yapılmış, sabahın köründen sarmalar ,börekler yapılmış.. Kahkahalı sohbetlerimiz bu muhteşem lezzetlerle birleştiğinde kahvaltı masasından masadan kalktığımızda saat öğleden sonra 15:00 olmuştu:)
İlknurcuğum bir hafta boyunca, alışveriş listeleri, menüler, görülecek yerler organizasyonlarıyla uğraşırken ben , “acaba parmak arası terlik uygun mudur oraya yaz gelmiş midir?diye bavul telaşlarında takılıyordum.”İnternette hava bulutlu gösteriyor ama yanlış bu bilgi ..Öyle şey olur mu hiç , mayısın ortasında Kuşadası sıcak olur ,evet evet yeni sandaletlerimi götürmeliyim, heh iki tane de beyaz pantolon , tamaaam”……………
Gittiğimiz gün yağan yağmur sayesinde beyaz pantolonlar ve parmak arası sandaletler kucağımda kaldı, Begüm’ün getirdiği ip askılı elbiseler ise hiç bir hırka ve sandaletler kombine edilemediği için akşam yemeğine Converslerle katılmak güzel bir fikirdi 😉
( Yağmur yağmadan 1 saat önce , beylerin balkon keyfi 🙂 )
Gündüz Liman gezisi , ardından akşam yemeğini yine harika bir restoranda yedik.(Muhteşem balık restoranı ile ilgili bilgileri bir sonraki yazımda paylaşacağım.Ben yedim doydum sizi yedirmeden olur muuu?? 😉 )
Sabah Kuşadasına tepeden bakan harika bir yerde kahvaltımızı yaptık ve Şirince‘ye gittik.. (Sadece gezdiğimiz gördüğümüz değil yediğimiz içtiğimiz de sizi ilgilendirdiğinden mekan yazılarım bir sonraki postta olacak;) )
İnsanın böyle dostları olması çok ama çok büyük keyif.. Müthiş bir zenginlik..
Bu harika haftasonu için canım dostlarıma , bizimle bebek gibi ilgilenen, yediniz mi doydunuz mu, üşüdünüz mü? Yastık vereyim , kola koyayım, ay erkekler acıkmıştır bir şeyler hazırlayayım ,diyen 2 gün boyunca güler yüzü, sohbetleri ,muhteşem ev sahipliği için sevgili İlknurcuğuma , arabada ay midem bulandı dediğim an zınk diye duran , açık sözlülüğü ile bizi güldüren ,” ya indirin şu telefonları sıkıldım ben ! … Yaa Begüm bunlar hep maç muhabbeti yapıyo sıkıldım bunlardan ben ! 🙂 ” , ve abimiz olarak bize maddi ve ruhani anlamda ticari tüyolar veren sevgili abimiz Cem‘e , annesinden ve babasından sırf bizim için ilk defa ayrı kalan minik bebeğimiz Helen’e , ilk gördüğüm andan bu güne kadar hiç değişmeyen , dışarıdan ele avuca sığmayan , hiperaktif ,deli manyak , içinden son derece duygusal ,en ufak bir durumda şırıl şırıl ağlayan Begümcüğüme, ve aynı okulda okuduğumuz süre zarfında kendisine gıccık olduğum , ama aynı iş yerinde çalışmaya başladığımda kendisine bayıldığım , şakaları ,hazır cevapları , insanın aklına gelmeyen halleriyle ama bir o kadar babacan , sahiplenici anaç halleriyle buna rağmen her türlü durum anında lafını sözünü esirgemeyen , sabah uyuduğumuz çarşafı silkelediğimi gördüğü an ” yaa kızım iş mi yapıyosun sabah sabah bıraksana ,salak mısın?!” diye homurdanan canım arkadaşım Fatihciğime .. Herşey ama herşey için.Hep hayatımda oldukları için sonsuz sonsuz teşekkürler..
Şimdi burada sözü Cenk’e bırakıyorum , dünden beri başımın etini yiyor ” lütfen Ebrashca yazı yazarsan ,yayınlamadan önce mutlaka bana haber ver ,ben de bir kaç şey eklemek istiyorum lütfen lütfeeeeeeeeeeeeeeen!!!! ” İyi tamam al bakalım dedim , mail attı biraz önce ayyynen kopyalıyorum :
Sonunda post’ a yorum yapacak zamanı buldum tebrik ediyorum kendimi 🙂 bu post’a bayıldım sekerim walla bizim icin de cok ama cok keyifli bir hafta sonuydu asıl biz teşekkür ederiz ayaklarınıza saglık geldiniz evimizi şenlendirdiniz bizi cok mutlu ettiniz 🙂
heheh aynı ev şenlendirme olaylarını bizde yaşamak istiyoruz, ilk fırsatta bekliyorum canlarım benim 🙂 mmmccckkuuxxxx
Geri bildirim: Albağlar Çifti Çankaya Palace’ı Şenlendirirse :) «